Kişisel

Biliyoruz ki çocuk haklarına dair gerçekleşen en büyük gelişme, 1989 yılının 20 Kasım’ında BM Genel Kurulu’nda onaylanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’dir. Sözleşme ile birlikte daha önce imzalanan ancak bağlayıcılığı olmayan bildirilerin iç hukuk normuna dönüşmesinin yolu açıldı. 4 çocuk babası olarak benim de çok önemsediğim bu sözleşmenin önemli maddelerini gelin birlikte inceleyelim.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin birinci maddesine göre, erken yaşta reşit olma durumu hariç 18 yaşına kadar her insan, çocuk olarak kabul ediliyor. Sözleşmenin ikinci maddesinde yer aldığı haliyle ise; Sözleşme ile tanınan tüm haklar, “ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım yapmaksızın” her çocuğa tanınıyor..

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kapsamına giren önemli başlıklardan biri çocukların eğitim hakkı. 28. maddede yer aldığı üzere; taraf devletler çocukların eğitim hakkını kabul ederek bu hakkın fırsat eşitliği temelinde sağlanması ile yükümlü. Bu bağlamda ilköğrenimin herkese açık ve parasız olması öngörülürken ortaöğretim seviyesinde de genel olduğu kadar mesleki nitelikte de olmak üzere çeşitli biçimlerde eğitim olanağı sağlanması gerektiği belirtiliyor.

Çocuk haklarına ilişkin bir diğer önemli husus, çocukların çalıştırılmasına ilişkin. Sözleşmenin ilgili 32. maddesine göre, çocukların ekonomik sömürüye maruz kalacağı ve bedensel, zihinsel, ruhsal ya da toplumsal gelişimi için zararlı olabilecek koşullarda çalıştırılmasına karşı taraf devletlerin çocukları koruma yükümlülüğü bulunuyor. Bu doğrultuda; yasal, idari, toplumsal ve eğitsel her önlemin alınması gerektiği vurgulanırken taraf devletlerin işe kabul için bir ya da birden çok asgari yaş sınırı belirlemesi ve çalışma saatleri ve koşullarına dair düzenlemelerin yapılması bekleniyor. Bu yasal ve idari düzenlemelere uymayanlar içinse uygun ceza ve yaptırımların uygulanması belirtiliyor.

Bunların yanı sıra sözleşme, cinsel sömürüden çocuk yargılanmalarına kadar çocuklara dair birçok konuyu barındırıyor ve bu alanlarda gerçekleşebilecek çocuk hakkı ihlallerine yönelik önlemler ve yaptırımlar alınması gerektiği belirtiliyor.

  • Gelelim Türkiye’ye; yukarıda sözünü ettiğimiz Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni  kabul etmiş ülkeler arasındayız.. Bununla birlikte Türkiye, 1963 yılında BM’nin hazırladığı bildirgeye uyacak şekilde bir Türk Çocuk Hakları Bildirgesi yayınladı. Bildirgede diğer bildirilere benzer bir şekilde, çocuklara iyi bakım sağlamak için uygun koşulların sağlanması gibi temel gereksinimler vurgulanırken çocuk işçiler gibi konulara da değiniliyor. Örneğin, 16 yaşından önce hiçbir çocuğun resmî öğreniminden alıkonularak özel işlerde çalıştırılamayacağına ilişkin bir madde mevcut. Bunun yanı sıra yine sözleşmeye paralel bir biçimde, ilköğreniminden sonra eğitime devam edemeyen çocukların gerekli mesleki bilgi ve beceriyi elde etmeleri için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurslar açılması da öngörülenler arasında. Ancak  TÜİK’ in yapmış olduğu açıklamaya göre Türkiye’deki çocuk işçi  sayısı toplamda 720 bin. Tüyler ürperten bu sayı sonucunda imzalamış olduğumuz sözleşme, çocuklarımızı ve çocuklarımızın haklarını ne kadar koruyor muamma…

Leave a comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir