Genel

Osmanlı devleti’nin, toprak kullanım yapısının modern çağa uyum sağlayamamamış olması belki de en büyük nedendir.bilindiği üzere osmanlı devleti’nde toprak devlete aittir ve tebaya toprağı işleme görevi ve yetkisi verilir.teba kendisine verilen toprağı işler ve vergisini devlete verir, bu durum avrupa’daki feodal yapıyla uyuşmazlık içinde zira avrupa’da derebeylikler kendi topraklarına sahip olup, üretim artığını devlete vergi olarak vermek yerine saklayarak sermaye birikimini sağladılar ve kapitalizmin gelişmesi sağlanmış oldu böylece.osmanlı topraklarında ise 15-16.yy’larda önemi oldukça fazla olan tımar sistemi hem orduya, sipahi desteği veriyor hemde devlete vergi olarak geri dönüyordu. bu sayede osmanlı aldığı vergilerle hem halk için çeşitli yatırımlarda bulunurken hem de tımar sisteminden, fetihler için gerekli olan askeri sağlıyordu, bu sistem iyi gibi görünüyordu ama osmanlı’da sermaye birikmesine engeldi.fakat tımar sistemi ateşli silahların yaygınlaşmsıyla bozulmaya uğradı. ateşli silahların yaygınlaşması sonucunda süvarilerin değeri azalırken bu tip silahlarla donatılan yeniçerileri daha değerli kılmıştı.tımar sisteminde devlet herhangi bir altın harcamadan asker yetiştirirken ve yanında vergi alırken bunun yerine değer kazanan yeniçeriler maaşlarını doğrudan hazineden aldığı için bu durum osmanlı ekonomisine darbe indirmiş oldu.osmanlı devleti gibi askeri bir devletin bir önemli gelir kaynağı da güçlü ordusuyla elde ettiği ganimetler ve diz çöktürüp vergiye bağladığı devletlerdi. tımar sisteminin önemini yitirmesi ve yeniçerilere verilen önem, artan giderleri karşılamak için devleti iltizam sistemine yöneltti. iltizam sisteminde mültezim olarak anılan kişiler vergi toplama karşılığı devlete belirli bir bedel öderlerdi. böylece benzetme yaparsak feodal beylerin mülk sahibi olmadığı fakat üretim fazlasına sahip oldukları bir sistem yerleşmiş oldu. bu sistemle devlete vermesi gereken bedel ve toplaması gereken vergiden kar sağlamaya çalışan mültezimler, keyfi vergi toplamalarına giriştiler ve bu osmanlı halkı açısında sıkıntı verici bir durum yarattı.öte yandan yeniçerilerin isyanları da devletin ekonomik yönünü zorlamaktaydı bunların yanında askeri anlamda büyük bir zafer kazanılamayışı eklenince osmanlı ekonomisi ciddi anlamda sorunlar yaşamaya başladı. bir yandan da en başta bir kurnazlık olarak başlayan kapitülasyon fırtınası, osmanlı’yı baştan başa sarmaya başlamıştı! osmanlı kendi ticaretini kendisi denetleyemez olmuştu ve osmanlı’ya ticaret yoluyla gelen ürünler küçük esnafı ve üreticileri de öldürdü böylce bir vergi, gelir kapısı daha kapanmış oldu. üstelik kapitülasyonlar nedeniyle yabancı tüccarlardan alınmayan vergiler avrupadakine benzer bir tüccar sınıfı osmanlı’da yetişmesine mani oldu ve nihayetinde üretimin ve ticaretin gelişemediği osmanlı devleti, kapitalist bir devlet olamadı.eş zamanlı gelişen süreçte ise avrupa’da gelişen sermaye birikimi ve coğrafi keşiflerle zenginleyen devletler, üretimi artırmak için sanayinin kurulmasıyla artık birer kapitalist sömürge devletleri\imparatorlukları olmaya başlamışlardı. avrupa devletleri, osmanlı’dan daha ileri bir teknolojiye ve gelire sahip oldular ve coğrafi olarak büyük olan osmanlı devletinin dolaylı yolla sömürülen topraklarına göz diktiler. böylece yavaş yavaş parçalanan osmanlı, devletler arasında pay edildi ve birinci dünya ya da başka bir deyişle birinci paylaşım savaşıyla da osmanlı’nın ilhakı tamamlanmış oldu, osmanlı yerine ise daha akılcı davranan ve kapitalizm yolunda adım atan kemalist cumhuriyet kuruldu o başka bir entry konusu olur.kısaca osmanlı’da toprak yapısı yüzünden birikmeyen sermaye, gelişmeyen el işçiliğine dayanan sanayi-daha doğru tabir ile zanaatkarlık- ve üretilen malların -mal değil de hammadde- ticaret yoluyla da satılamaması ve büyük zafersiz geçen yıllar içinde bozulan askeri sistemin çürük yanı yeniçerilerin isyanları, osmanlının bir sömürge devleti\imparatorluk olmadan çökmesini sağladı.

Leave a comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir